(constitutive rules)
Searle 'de, yeni davranış biçimleri yaratıp onları düzenleyen kurallar. Örneğin, futbol kuralları böyle kurallardır.
(Aysever, 1994)
(Aysever, 1994)
(propositional indicator)
Yerine getirilen edimsöz ediminin önerme içeriğinin, o edimsöz ediminde bulunmak için sözcelenen tümcenin dizimsel yapısındaki karşılığı. Örneğin, "Yarın geleceğime söz veriyorum" denerek yerine getirilen söz verme ediminin önerme içeriğine, tümcede geçen 'yarın geleceğime' sözleri karşılık gelmektedir.
(Aysever, 1994)
Yerine getirilen edimsöz ediminin önerme içeriğinin, o edimsöz ediminde bulunmak için sözcelenen tümcenin dizimsel yapısındaki karşılığı. Örneğin, "Yarın geleceğime söz veriyorum" denerek yerine getirilen söz verme ediminin önerme içeriğine, tümcede geçen 'yarın geleceğime' sözleri karşılık gelmektedir.
(Aysever, 1994)
(propositional act)
Dünyada yer alan belli bir nesne ya da varlığa göndermede bulunup ona belli bir dilsel anlatımı yüklemek.
(Aysever, 1994)
(Aysever, 1994)
(propositional content)
Bir edimsöz ediminin içeriği. Örneğin, P yapmak konusunda söz vermenin edimsöz içeriği P'dir.
(Aysever, 1994)
(Aysever, 1994)
(propositional content conditions)
Searle 'de bir edimsöz gücünün, önerme içeriği ile ilgili olarak gerektirdiği koşullar. Örneğin, söz vermek, kendisinin önerme içeriği olan P'nin, K'nın gelecekte bir eylemde bulunacağını dile getirmesini gerektirir.
(Aysever, 1994)
(Aysever, 1994)
(preparatory conditions)
Searle 'de, bir edimsöz ediminin kendine özgü varsayımları. Örneğin, söz vermek, söz veren kişinin söz verdiği şeyi yapabilecek durumda olduğunu varsayar.
(Aysever, 1994)
(Aysever, 1994)
K'nın, dilsel bir anlatım aracılığıyla, mantıksal olarak D'ye ilettiği içerik.
(Aysever, 1994)
(Aysever, 1994)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder